Tüm filmler politiktir, ancak her film aynı tarzda politik değildir.Mike Wayne

Başlarken;

Başlarken;
Sinemanın her türünü kapsayan ama özellikle en az gündeme gelen türü sayılabilecek politik sinemayı açıklamak, sinema dünyası hakkında güncel bilgilere ulaşılabilirliği sağlamak ve bu bağlamda fotoğraf, film bilgileri, eleştiri yazıları, akademik bilgiler, yayımlanan kitaplar vs. paylaşımını sağlamak amacıyla kurulmuş bir blogdur.

7 Ocak 2012 Cumartesi

KİTAPLIK NO:7

Sergei Mihailoviç Eisenstein, Sinema Dersleri, Türkçesi : Engin Ayça, Kitaplığı, 2006, 192 s.

Sovyetler Birliği'nin en büyük sinemacılarından Sergei Mihailoviç Eisenstein'ın "Sinema Dersleri'', öğrencisi Vladimir Nijni'nin derslerde tuttuğu notlardan oluşuyor. Eisenstein'ın sinema eğitimi verdiği öğrencilerle soru-cevap yöntemi üzerine kurulan kitap, sahne tasarımı tekniklerinden, bir kitabın ya da öykünün filme
nasıl aktarılacağından, sahneye koyma, sahne üzerinde planlama, çekim teknikleri ve oyunculuk gibi sinemasal sahneleme üzerine derslerden oluşuyor.

Sinema yönetmenliğinden önce hem ABD'de hem de SSCB'de dekor hazırlayan, sessiz ve sesli sinema dönemlerinde mesleğin tozunu yutmuş Eisenstein'ın derslerinde
öğrenciler, usta yönetmenin sinemaya kazandırdığı yenilikleri öğrenmenin yanı sıra, Eisenstein'la birlikte Balzac'ın "Goriot Baba''sından Dostoyevski'nin "Suç ve Ceza''sına, Haiti'deki ayaklanmayı anlatan "Dessalines''den "Potemkin Zırhlısı''na, sahnelemenin senaryolaşma aşamalarını, çerçevelerin kullanımını deneme-yanılma yöntemiyle öğreniyorlar.Eisenstein ve Sinema DersleriEisenstein 1898 yılında Rusya'da dünyaya geldi. Üniversitede mimarlık eğitimi alırken Kızıl Ordu'ya katıldı. Devrim gerçekleştirilince savaşa katılan öğrencilere verilen haktan yararlandı ve tiyatro eğitimi almak için Moskova'ya gitti. Bir süre Arena Tiyatrosunda temsiller vermekte olan, Valeri Pletynov yönetimindeki Proltkult'ta (Halk Tiyatrosu) dekorculuk ve yönetmen yardımcılığı yaptı. Bir süre sonra ise oyun yönetmeye başlamıştı. Eisenstein'ın asıl amacı sinema filmi yönetmekti.Eisenstein ilk filmi Grev'i (Staoçka 1924) çekmeden önce Griffith'in Hoşgörüsüzlük filmini uzun süre inceledi. Lef adlı dergide kurguya ilişkin ilk kuramı olan "çarpıcı kurgu"yu yayımladı.

Eisenstein kuramını bunun üzrine kurmuştur; "bir araya getirilen planlar arasındaki etkileşim, bir otomobilin motorundaki patlamalara benzetilebilir. Patlamaların otomobili yürütmesi gibi, dinamik bir kurguda filmecanlılık verir." Eisenstein, ilk filmi Grev de dahil olmak üzere yönetmenlik hayatı boyunca bu ilkelerle film çekmiştir. Böylece çizgisel anlatıma dayanan Amerikan kurgu anlayışından ayrılmış oluyordu. Eisenstein'ın bireysel bir öykünün çizgisel anlatımına uygun olmayan kurgu kuramı, toplumsal dramlar için tasarlanmıştı. Çünkü Eisenstein'ın sineması bireyin yerine toplumu ele alıyor, bireysel kahramanlar yerine kitleyi kahraman olarak kullanıyordu.Eisenstein ilk filmi olan Grev'de çarlık dönemindeki bir fabrikada yapılan grevi ve çarın askerlerinin silah kullanarak grevi bastırma girişimlerini ele alır. Film,
iktidarın ajan kullanma ve kaba güce başvurma yöntemlerini gösterirken, işçi sınıfının gücünü vurgular. Bu film, sinema tarihine ilk kez başrolü oyuncu yerine kitleye vermesiyle tarihe geçmiştir.

Eisenstein'ın Grev filminden bir yıl sonra çektiği Potemkin Zırhlısı (1925) yalnız sessiz sinemanın değil, sinema tarihinin en önemli filmlerinden biridir. 1958 yılında sinema tarihçileri
tarafından sinema tarihinin en iyi filmi seçilmiştir. Film 1905 yılında gerçekleşen toplumsal hareketi anlatır. Potemkin zırhlısındaki görevli denizcilere kurtlu etlerin yedirilmek istenmesi sonucunda gemide çıkan ayaklanmayı ve bu süreçte yaşanan olayları anlatmaktadır. Film birbirinden bağımsız gibi duran ama çarpıcı bir kurguyla birbirine ilintilenmiş beş bölümden oluşmuştur. Özellikle Odessa merdivenleri bölümü gerek çekim teknikleri bakımından, gerekse estetik bakımdan oldukça başarılıdır. 1933 yılında Endonezya'da Hollanda donanmasına bağlı De Zeven Prevencien adlı zırhlıda çıkan isyana katılan denizcilerin mahkeme sırasında "Potemkin Zırhlısı" filminden etkilendiklerini söylemesi filmin ne denli etkili olduğunun göstergesidir.Eisenstein'ın daha sonra dört filmi daha izleyicisiyle buluştu. Bir çok filminin senaryosu hazır olmasına rağmen filmleri perdeye aktarılamamıştır. Özellikle Karl Marks'ın Kapital'ini filme almayı tasarladı. Bu filmle duygu ve düşüncenin bileşimini yaparak, işçi ve köylüleri diyalektik olarak düşündürmeyi amaçlamıştır.Eisenstein sinema sanatının yaratıcılarından biri ve kuramlarının etkisi sinemanın çok ötelerine uzanan bir estetikçiydi. Eisenstein ayrıca uzun yıllar devlet Sinema Enstitüsü'nde hocalık yapmıştır. Öğrencisi Vladimir Nijni'nin derslerde tuttuğu notlardan derlenen "Eisenstein Ve Sinema Dersleri" adlı kitap Agora Kitaplığı'ndan yayımlandı.

Kitap genellikle Eisenstein'ın derslerde öğrencilere sorduğu sorulardan ve cevaplardan oluşuyor. Kitabı okurken biz de bir öğrenci gibi Eisenstein'ın sorularına cevap arayarak kendimizi Eisenstein'nın sınıfının içinde buluyoruz.Kitap "Sahneye Koyma Çözümlemeleri", "Sahneye Koyma", "Film için görüntüleme", "Çerçeve" ve "Düzenleme Sorunları" bölümlerinden oluşuyor.
Teknik sinema bilgisi kitaplarının aksine bu kitap oyuncuların giysileri, mekanın özellikleri, dekorun yerleştirilmesi, kameranın açısı ve müziği filme oturtma konularına estetik açıdan yaklaşmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YAZAR KADROMUZ

Fotoğrafım
Yazsam roman olmayacak hayatımı bir kaç cümleye de sığdıramayacağım için herkesin güneşi kendine diyerek tatlıya bağlıyorum